Hindistan’dan Varanasi, Mısır’dan Feyyum, Bulgaristan’dan Filibe şehirlerinin ve daha birçoğunun yer aldığı adaylar arasında Türkiye’den Gaziantep de yer alıyor.
Bir yerleşim yerinin “en eski” olup olmadığına karar vermek için öncelikle ne zaman şehir olduğunu tespit etmek gerekir. Fakat bu tespit için kullanılacak kriter, akademik çevreler arasında hâlâ tartışma konusu. Ticaretin başlaması mı yoksa yapılaşma mı şehirleşmenin işareti olarak kabul edilecek? Öncelikle buna karar verilmeli. Konunun bir başka yönü ise “en eski” olarak anılan şehirlerin varlıklarını günümüzde de devam ettirmeleri. İşte bu kritere uyan şehir sayısı oldukça az. Peki, günümüzde varlığını sürdüren bu az sayıdaki eski şehirler hangileridir?
Hindistan’dan Varanasi, Mısır’dan Feyyum, Bulgaristan’dan Filibe bu listenin en büyük adayları olarak gösterilirken Atina ve Roma gibi kimi şehirlerin de antik dönemden bu yana varlıklarını sürdürdükleri biliniyor. Bunun dışında daha az bilinen fakat uzun bir geçmişe sahip başka şehirler de mevcut.
Yerleşimi MÖ 6000 yılında başlayan Erbil, geçmişi MÖ 4200 yılına kadar uzanan Şuş, MÖ 3000’e tarihlenen Kudüs ve Beyrut ilk etapta dikkat çekenler. Fakat bunlardan daha önce MÖ 9000’de Batı Şeria’da yer alan Eriha şehrinde savunma amaçlı inşa edilen devasa duvarların bulunduğu biliniyor. MÖ 7000’de Fenikeliler tarafından kurulan Babil de en eski şehirlerden biri. Şam’da yapılan kazılar buranın geçmişinin Eriha şehri gibi MÖ 9000’e dayandığını gösterse de burada MÖ 2000’e kadar devamlı bir yerleşimin varlığından söz etmek mümkün değildir. Fakat MÖ 6000’de şehirleşmiş olduğu bilinen ve MÖ 11000 yılından itibaren de göçebelerin yerel kamplar kurduğu bir yer olan Suriye’nin Halep şehri en eski şehir olarak görülebilir. Maalesef yakın geçmişte başlayan ve hâlen devam eden iç savaş nedeniyle Halep’teki birçok tarihî yapı harabeye dönüşmüş ve yok olmaya yüz tutmuş durumda.
Elde edilen arkeolojik bulguların ve kanıtların ışığında şehirler arasındaki en eski yerleşim yerlerinin hangileri olduğuna gelin birlikte bakalım.
1) FEYYUM – MISIR
Mısır’daki Feyyum şehrinin bir zamanlar Crocodilopolis olarak anıldığını Yunanlı tarihçilerin bıraktıkları yazıtlardan öğreniyoruz. Bu şehrin insanları bir zamanlar adına Sobek dedikleri bir timsah tanrıya tapıyorlardı. Altın ve değerli taşlarla süslenen tapınakta canlı bir timsah bulunduruyor, buna da Petsuchos diyorlardı. Sobek’e olan bağlılıklarını ve saygılarını ifade etmek için Petsuchos’a çeşitli adaklar sunuyorlardı.
Memfis’in güney batısında ve Nil Nehri’nin kıyısında MÖ 4000’lerde kurulan Crocodilopolis (Mısırlıların verdiği isimle Şedet, bugünkü adıyla Feyyum), muhtemeldir ki bu yöredeki en eski şehir olma özelliğine sahip. 6000 yıllık bir geçmişi olan Feyyum, dünyadaki en eski ve sürekli yerleşimin olduğu tarihî kentlerden biri. Ayrıca Lehin ve Hawara piramitlerine de çok yakın bir konumda.
Feyyum günümüzde de birçok hamam, cami ve çarşıya sahip. Ayrıca 1903 yılında gün yüzüne çıkarılan Balina Vadisi eski deniz canlılarına ışık tutuyor. Öyle ki burada uzunluğu yaklaşık 18 metreye varan Basilosaurus gibi nesli tükenmiş balina fosillerinin yanında jeolojik değişime uğrayan taş yapılar da görmek mümkün. Feyyum, 2005 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınarak açık hava müzesine dönüştürülmüştür.
2) VARANASİ - HİNDİSTAN
Varanasi, şehrin koruyucu tanrısı olduğuna inanılan Tanrı Şiva Vishwanat’ın şehri olarak anılıyor. Uzmanlar, şehrin 3000 yıllık geçmişi olduğunu söylese de efsaneye göre Tanrı Şiva tarafından 5000 yıl önce kurulduğuna inanılıyor. Şehir Hindularca ve Budistlerce kutsal kabul edilen Ganj Nehri’nin doğusunda yer alıyor.
Mark Twain’in “Efsanelerden bile daha yaşlı” olarak nitelendirdiği Varanasi’nin MÖ 3000’e tarihlenen geçmişiyle kıyaslandığında MÖ 6000’lerde kurulduğu bilinen Filibe’nin en eski şehir unvanını kazanmaya daha yakın olduğu söylenebilir.
3) FİLİBE - BULGARİSTAN
Bulgaristan’ın en büyük şehri olan Filibe’de ilk yerleşim MÖ 6000’lere tarihlenmektedir. Romalıların Trakya'daki en önemli şehirlerinden biri olan Filibe, aynı zamanda Bulgarlar ve Bizanslılar arasında önemli bir kontrol noktası görevi üstlenmiştir.
Haçlı şövalyelerinin akınları sonucu MS 1344 yılında bir Bulgar şehri hâline geldikten kısa bir zaman sonra Osmanlı egemenliğine girmiş ve 1364-1885 yılları arasında bu durum devam etmiştir. Günümüzde Filibe, çok büyük bir kültür merkezi olmasının yanında birçok tarihî kalıntıya da ev sahipliği yapmaktadır.
4) ERİHA - FİLİSTİN
MÖ 9000 yılından beri aralıksız olarak yerleşimin olduğu bilinen Eriha, 11000 yıl öncesine ait 20 yerleşimin keşfedildiği bir şehirdir. Günümüzde Ürdün Nehri’nin batı kıyısında bulunan şehirde yaklaşık 20.000 kişi yaşıyor.
5) BİBLOS - LÜBNAN
Biblos, Lübnan’ın Beyrut kentinin kuzeyinde yer alan antik bir Fenike liman kentidir. Günümüzde Jbail olarak anılan kent, sırasıyla Gubla ve Gebal; buradan papirüs ithal eden Yunanlılar tarafından da Biblos olarak anılmıştır.
Kentin tarihi kesin olarak bilinmemekte ancak geçmişinin günümüzden 7000 yıl önceye uzandığı düşünülmektedir. Şehrin bir liman kenti olması ve uzun geçmişi birçok tarihî yapının varlığını da beraberinde getirmiştir: Fenike Tapınakları, Biblos Kalesi, Vaftizci Yahya Kilisesi ve Orta Çağ’dan kalma şehir surları. 1984 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan kentte bazı tarihî binaların yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğu belirtilmiştir.
6) ŞAM - SURİYE
Suriye’nin başkenti Şam’ın MÖ 4300 yılında kurulduğu düşünülüyor. Fakat şehrin önemli bir yerleşim yeri hâline gelmesi Aramilerin buraya gelişiyle oluyor. Şehirde günümüzde de kullanılan su ağının temeli olan kanallar onlar tarafından inşa edilmiş. Büyük İskender’in de ele geçirdiği Şam, sırasıyla Roma, Arap ve Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.
7) HALEP - SURİYE
MÖ 3000’li yıllara uzanan Halep şehri, MÖ 800 yılına kadar Hititlerin egemenliği altında kalmıştır. Daha sonra sırasıyla Asurlular, Yunanlılar ve Persliler buraya hâkim olmuştur. Bizans ve Arap egemenliği de gören şehir, Haçlı Seferlerinde kuşatılmasının ardından şehirde Moğol ve Osmanlı İmparatorluğu hüküm sürmüştür.
8) SUSA - İRAN
Şehirdeki yerleşim MÖ 4200’lü yıllara dayanmaktadır. Şehir, Asurlular döneminde Elam İmparatorluğu’nun başkenti olarak kullanılmıştır. Antik Yunan oyun yazarı Eshilos, bir Pers Devleti olan Ahameniş İmparatorluğu’nun şehri kuşatmasını trajedi türünde kaleme almıştır. Günümüzde şehir 65.000 nüfusa sahiptir ve Şuş olarak isimlendirilmektedir.
9) SAYDA - LÜBNAN
Şehirdeki ilk yerleşim izleri MÖ 4000’li yıllara tarihlenmektedir. Fenikelilerin en önemli ve eski şehri olma özelliğini taşıyan Sayda, Beyrut’un 40 km güneyinde yer almaktadır. Büyük İskender’in MÖ 333 yılında işgal ettiği bu şehri Hz. İsa’nın ziyaret ettiğine inanılır.
10) GAZİANTEP - TÜRKİYE
Gaziantep’te bulunan Dülük Antik Kenti, Türkiye’nin hâlâ yaşanılan en eski kenti olma özelliğine sahiptir. MÖ 3650 yılında kurulan Gaziantep’in tarihi Hititlere kadar uzanmaktadır. Şehirde en eski matematik işlemlerine ve Bakır Çağı’ndan kalma eserlere rastlanmıştır. Dülük; tarih boyunca Hititler, Medler, Asurlular, Persler ve Büyük İskender arasında el değiştirip durmuştur. Yapılış tarihi bilinmemekle birlikte 6. yüzyılda Bizanslılarca onarılan Gaziantep Kalesi’nde Roma dönemine ait mozaikler bulunmaktadır.
11) BEYRUT - LÜBNAN
Şehirdeki ilk yerleşim MÖ 3000’li yıllara dayanmaktadır. Lübnan’ın başkenti olmasının yanında kültürel, idari ve ekonomik anlamda önemli bir merkez olan Beyrut, 5000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bunun bir sonucu olarak da şehirde Fenikelilerden, Helenlerden, Romalılardan ve Osmanlılardan kalma birçok tarihî eser mevcuttur.
12) KUDÜS - İSRAİL
Orta Doğu’da yer alan ve Dünya’nın en eski şehirlerinden biri olan Kudüs, MÖ 2800 yılında kurulmuştur. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet için kutsal kabul edilen şehir, bu öneminden dolayı her zaman hedef hâline gelmiştir. Kudüs tarihte 52 defa saldırıya maruz kalmış, 23 kez kuşatılmış, 44 kere ele geçirilmiş ve 2 kere de yok edilmiştir.
13) SUR - LÜBNAN
Heredot’a göre MÖ 2750 yılında kurulan Lübnan, Akdeniz’e kıyısı olan çok eski bir liman kentidir. Ziyaretçilerin büyük ilgisini çeken Roman Hipodromu şehrin en önemli ziyaret noktalarından birisidir. Ayrıca şehir 1984’ten bu yanan UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde bulunmaktadır.
14) ERBİL - IRAK
Tarihsel sürçte Asurlular, Persler, Sasaniler, Araplar ve Osmanlıların yönetimi altında bulunmuş olan Erbil, Kerkük’ün kuzeyinde yer alıyor. Şehir, İpek Yolu üzerinde bulunması ve bu güzergâhın ana duraklarından biri olması nedeniyle 12.-15. yüzyıllar arasında önemli bir ticaret merkezi konumundaydı. Yerden 26 metre yüksekliğe ulaşan antik kalesi, şehrin en önemli yapılarından biridir.
15) KERKÜK – IRAK
MÖ 2200 yılında yerleşimin başladığı bilinen Kerkük; Bağdat, Erbil, Musul, Süleymaniye ve Tikrit’e olan yakınlığı nedeniyle tarihin her döneminde stratejik bir öneme sahip olmuştur. Bu stratejik ve coğrafi konumundan dolayı şehir; Asur, Babil ve Med imparatorlukları için bir savaş meydanı hâlini almıştır. Asurluların başkenti Arafa’nın üzerine kurul olan şehirde o dönemden kalan 5000 yıllık kale kalıntıları mevcuttur. Günümüzde şehir Irak petrol endüstrisinin ana karargâhı konumundadır.
16) BELH - AFGANİSTAN
Antik Yunan’da Bactra olarak anılan şehirdeki yerleşimin ilk izleri MÖ 1500’lere dayanmaktadır. Afganistan’ın kuzeyinde bulunan Belh, uzak bir geçmişe sahip olması nedeniyle Araplar tarafından “Ummu'l Beled” yani “Şehirlerin Anası” olarak anılır. Pers İmparatorluğu döneminde en görkemli zamanlarını yaşayan şehir, tarihte önemli bir ticaret merkezi olmuştur. Günümüzde de pamuk sektörüne ev sahipliği yapmaktadır.
17) ATİNA - YUNANİSTAN
MÖ 14. yüzyılda yerleşimin başladığı Atina, Batı uygarlığının beşiği olmasının yanında demokrasinin de doğdu yerdir. Şehirde Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlılardan kalma yapıların bir arada bulunması burayı günümüzde turistlerin yoğun şekilde ziyaret ettikleri bir yer hâline getirmiştir.
18) LARNAKA - KIBRIS
Larnaka, MÖ 1400’lü yıllarda kurulmuş ve tarih boyunca yaşadığı depremlerden çeşitli zararlar görmüştür. Orta Çağ’da limanı çamurla dolduğu için güney kısmındaki deniz kıyısı yeni yerleşim yeri hâline gelmiştir. Fenikelilerin Citium olarak andığı şehrin, palmiye ağaçları ile kaplı güzel sahili, arkeolojik sit alanları ve pilajları günümüzde ziyaretçi akına uğramaktadır.
19) CADİZ - İSPANYA
Şehirde ilk yerleşimler MÖ 1100 yıllarına denk gelmektedir. Şehrin batıda Atlas Okyanusu’na, güneyde Cebelitarık Boğazı’na, doğuda Akdeniz’e kıyısı vardır. Tarihsel süreçte çokça el değiştiren şehir, Roma İmparatorluğu, Batı Roma İmparatorluğu, Vizigot Krallığı, Kurtuba Emirliği, Endülüs Emevi Devleti, Emevi Devleti, Kastilya Krallığı ve İspanya Krallığı’nın egemenliği altında kalmıştır.
20) THEBES - YUNANİSTAN
Eski Yunan efsanesine göre Fenikeli Kadmos tarafından kurulduğuna inanılan Thebes’in tarihi MÖ 1400’lü yıllara dayanmaktadır. Efsaneye göre Zeus, boğa kılığına girerek Kadmos'un kız kardeşi Europa'yı kaçırır. Bunun üzerine kız kardeşini bulmak için yola çıkan Kadmos, Delfi kâhinlerine akıl danışır. Kâhinler yolda karşısına çıkacak olan ineğin peşinden gitmesini ve inek nereye çökerse orada bir kent kurmasını söyler. Onların sözüne uyan Kadmos, sonunda Boeotia'ya varır ve orada Thebai Kalesi Kadmeia'yı kurar.